KALBİMİN İÇİ
Önce hava aydınlandı,
sabah çiği kurudu yapraklarda.
Sonra kuşlar öttü.
Güneş gülümsemesinin düştüğü koltuk kenarında,
kedi mayıştıkça mayıştı.
Öğleden sonra sessizliği sardı sonra
zamanın durmuş olduğu salonu.
Saat tik tak, tak tik ilerledi, ilerlemeye de devam etti.
Hep ileri gitti, hiç durmadı, geri de gitmedi hiç.
Küme küme apak bulutlar masmavi gökyüzünde,
geçmişin, şimdinin, geleceğin hikayelerini anlattılar.
Hikayeler yorum oldu, düştüler tarotun kartlarının içine,
Düştüler, aşıklar oldular.
Tarot kartı aşıklar
sen demekti,
ben demekti, aşk demekti.
Başlaması demekti,
bitmesi demekti.
Önce bir gülüş demekti,sonra bir bakış.
Sonra bir söz, bir dokunuş, bir his.
Acı demekti,
bir ağlayış, bir yakarış.
Korku demekti.
Ayrılık demekti, vuslat demekti.
Bulutların çizdiği hikayeler,
yok, düşmediler hiçbir yere,
asılı kalakaldılar orada.
Sen ve sen, sen ve ben , ben ve ben
oturduk bir beyaz sıvalı duvarın üstüne,
arkasında incir ağacı olan.
On yaşındaydık tam.
Masmavi gökyüzünde pamukları,
yok, bulutları, izledik onları.
Dağ oluştu, hem de kocaman.
Ortasında kalp.
Etrafını çevreleyen bir de yol .
Gökyüzü de değildi aslında bu.
((An(ni)ne))min elinde kahve fincanıydı.
K(G)uş haberdi, balık k(g)ısmetti.
O herşeyi bilirdi.
Tik tak, tak tik diye ilerlerken yirmi dört dilimli pasta,
Çıkarıp su kalbi,
tozlu masanın üzerine koymak gerekirdi.
Kalbin bulut, telve ve kart kırıntıları arasında,
"Bilmek istediklerini zaten bilen"
gizliydi..
HS 2008
Yorumlar
Yorum Gönder